Genel

İnovasyon ve Proje Yönetimi

Günümüzde rekabet koşulları işletmelerin rakiplerine nazaran anlamlı düzeyde farklı ve müşteri beklentilerine daha yüksek oranda karşılık verebilir olmasını zorunlu kılmaktadır. Yeni fikirlerin uygulanmasını içeren yenilik kavramı etkin bir proje yönetimi ile şirketlere rekabet üstünlüğü sağlamaktadır.

İnovasyon Hakkında

İnovasyon kavramını duymayanınız yoktur sanırım. İçinde geçtiği cümlenin havasını değiştirir. Ancak şirketlerin inovasyon kavramından çıkardıkları anlam kritik derecede önemlidir. Peki, adına özel günler/haftalar düzenlenen, teşvik paketleri ile desteklenen inovasyon nedir? İngilizce “innovation” sözcüğünden dilimize giren inovasyon kavramı “yenilik” olarak tanımlanabilir.

Yenilik için en kapsamlı tanımlardan birisi Avrupa Birliği ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’ye aittir. OECD’ye göre yenilik süreç olarak, bir fikri pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni ya da geliştirilmiş bir imalât ya da dağıtım yöntemine ya da yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürmeyi ifade eder (URL-1).Dikkatinizi bir noktaya çekmek isterim. Okuduğunuz tanım sadece bir ürünün geliştirilmesi ve üretilmesi ile sınırlı değil. İnovasyon sürecinde asıl önemli olan ürünün pazarlanabilir, üretilebilir, son kullanıcıya ulaştırılabilir ve ticarileştirilebilir olmasıdır. Şirketlerin de inovasyon sürecinden anlaması gereken unsurlar da tam olarak bunlardır.

Proje Yönetimi İnovasyon Sürecine Katkı Sağlar mı?

Hepimizin bildiği üzere Proje Yönetimi belirli bir projenin hedeflerine ulaşması için gereken bilgi, beceri ve araçların koordine edilmesi ve yönetilmesidir. Bu koordinasyon ve yönetim süreci içerisinde paydaşların belirlenmesi ve paydaşlar arasındaki etkin iletişimin sağlanması proje yönetiminin temel yetenekleri arasındadır. İnovasyon süreci de Ar-Ge, Pazarlama, Finans, İnsan Kaynakları, Üretim, Bilgi Teknolojileri ve Yönetim gibi birçok paydaşı içerdiği için proje yönetimi inovasyon süreci içerisinde sistematik ve sağlıklı yönetim için ideal bir kavramdır.

Proje yönetimi şirketlerin stratejik planlarında birçok sorumlu departmandan alınan verileri birleştirmekte ve yönetim kademesine daha sağlıklı bir takip imkânı sağlamaktadır. Böylece şirketlerin stratejik hedeflerine ne derece ulaşıldığı konusunda analiz kolaylığı sağlanabilmektedir. Yeniliğe önem veren şirketlerde proje yönetimi sıkça ve etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Ancak kimi zaman sektörün önemli oyuncuları dahi müşteri beklentilerinin ve çevre faktörlerinin iyi analiz edilemediği projeler geliştirebilir. Bu duruma en güzel örnek ürün yeniliği bazında yeniliğin en agresif bir biçimde uygulandığı akıllı telefon pazarından verilebilir. 2000’li yılların başında telefon pazarındaki Nokia’nın liderliği hepimizin kabul ettiği tartışılmaz bir gerçekti. Ancak günümüz itibariyle Nokia’nın yerini Apple ve Samsung’un sert liderlik savaşına bıraktığını görüyoruz. Nokia’nın yürüttüğü ürün geliştirme projeleri tamamlanarak proje başarısı sağlansa bile müşterilerin beklentilerinin iyi analiz edilememesi ve değişime ayak uydurulamaması Nokia’nın pazardaki konumunu kaybetmesine hatta pazardan silinmesine neden olmuştur. Bu nedenle inovasyon önce çok sıkı bir ihtiyaç analizini akabinde etkin bir proje yönetimini gerektirir.

Proje Yönetimi Her Yenilik Türünde Kullanılabilir mi?

Öncelikle yenilik türlerine değinelim. İnovasyon denilince akıllara genelde ortaya bir ürün çıkarma geliyor. Literatürde dört yenilik türü üzerinde durulmuştur:

Ürün yeniliği
Süreç yeniliği
Organizasyonel yenilik
Pazarlama yeniliği

Ürün yeniliği, mevcut özelliklere göre yeni veya önemli bir iyileştirme içeren ürünü, süreç yeniliği ise yeni veya önemli bir iyileştirme içeren süreci ifade eder. Organizasyonel yenilik ticari uygulamalarda veya şirket içi yapılanmada yeni bir yöntemin uygulanmasını kapsarken, pazarlama yeniliği ürünün pazarda konumlandırılması, fiyatlandırılması ve tutundurulması süreçlerinde yapılan yeni veya önemli derecedeki değişikleri kapsar. Yapılan tanımlara bakarak başlıktaki sorumuzun cevabı ortaya çıkıyor aslında. Yeniliğin bu derece genel bir uygulanabilirlik alanı oldukça proje yönetimi de her zaman bütün yenilik türlerinde sürecin ayrılmaz bir parçası olacaktır.

İnovasyon Sürecinde Proje Kısıtlarının Dengesi

Kısıtları dengeleyebilmek proje yöneticisini bekleyen en zorlu görevler arasındadır. Proje kısıtlarını kısaca hatırlayalım,

Kapsam
Kalite
Risk
Bütçe
Zaman
Kaynak

Günümüzde özellikle teknoloji alanındaki yenilik projelerinde şirketler zamanla yarışıyor. Çok değil 2-3 sene önceki teknolojik imkânlar ile bugün sahip olduğumuz imkânlar arasında ciddi fark gözüküyor. Sadece teknolojiler değil aynı zamanda beklentilerimiz de değişiyor. Sürekli olarak değişen müşteri beklentileri ve çevre faktörleri doğru projelerin doğru zamanda devreye alınmasını zorunlu kılıyor. Bu durum proje yönetimindeki kısıtlardan özellikle zaman kavramını önemli hale getiriyor. Kısıtların birbirlerini etkilediğini biliyoruz. Örneğin proje zamanın gerisinde ise ek kaynak sağlanarak projeye hız verilebilir. Bu durum ister istemez bütçeye yük getirir. Eğer ek kaynak sağlamadan ilerlenecek olursa kaliteden ödün verilmek zorunda kalınabilir. Bu durum riskleri de beraberinde getirecektir. İşte bu noktada proje yöneticisi inovasyon sürecine bağlı olarak gerekli olabilecek kısıt dengelemesi noktasında bütün paydaşlar ile proaktif iletişim kurmalıdır. Değişen teknolojiyi baz aldığımızda zamanın önemini vurguladık ancak farklı projelerde farklı kısıtlar ön plana çıkabilir. Örneğin yeni bir pazarda veya yeni bir ülkede yapılan yatırımlarda özellikle belirsizlik şartlarında risk kavramı ön plana çıkmaktadır. Buna benzer örnekler çoğaltılabilir.

Zaman Önemli Ama Nasıl Takip Etmeli?

Şirketler etkin bir zaman yönetimi için Kritik Yol Yöntemini (CPM – Critical Path Method) uygulayarak projenin bitiş zamanını ve kritik faaliyetleri belirlemektedir. Ayrıca adeta bir kontrol paneli gibi birçok veriyi içerisinde barındıran zaman ve maliyet performans endeksleri ile projenin genel durumu takip edilebilmektedir. İlaveten zamanın kısıtlı olduğu projelerde Çevik Proje yönetimi gibi hızlı ve yeni nesil metodolojiler de yeniliğin zamanında ortaya çıkarılması sürecinde önemli bir rol oynayabilir.

Dünya’da İnovasyon ve Ülkemiz

Günümüzde yenilik ve Ar-Ge süreçlerine ülkelerin de ulusal yenilik sistemi ile desteği oldukça önemlidir. Yeniliğin ortaya çıkması ve ticarileştirilebilmesi süreci içerisinde gerekli bütün kurumların aktif rol aldığı bir iş birliği ağı olarak tanımlanabilen ulusal yenilik sistemi ile ilgili ülkemizde de son yıllarda önemli adımlar atılmıştır. Türkiye İnovasyon Haftası, İnovaLig, Ar-Ge ve Yenilik Reform paketi gibi uygulamalar ülkemizde yeniliğe olan farkındalığı artırmakta ve yeni uygulamaları desteklemektedir. Yeniliğe yönelik desteklerin sürdürülebilirliği ve yeniliğe olan farkındalığın artırılması ile küresel anlamda çok daha iyi yerlere gelinebilecektir.

Son Söz

Ülkelerin ve şirketlerin zorlu rekabet koşullarında söz sahibi konuma gelebilmeleri için yenilik ne kadar önemli ise sürecin bütün paydaşları ile uçtan uca sistematik olarak yürütülmesi de bir o kadar önemlidir. Sağlıklı olarak yönetilemeyen süreçlerin şirketlere fayda sağlaması neredeyse imkânsızdır. Bu noktada sistemli bir yönetim imkânı sunan Proje Yönetimi ve Yenilik birbirlerini tartışmasız tamamlayan iki kavram olarak karşımıza çıkmaktadır ve uzun dönemde de adları birlikte anılmaya devam edecek gibi gözükmektedir.